Erzurum Masaj Salonu Masöz Eda

Erzurum Masaj Salonu

Hurdalığa.” “oldukca eğlenceli olacak,” dedi Iko, eğreti bilekliğini sensörleriyle yeniden ve yine tarayarak. “hakikaten mi? Dedi Peony. “Ben de gelebilir miyim?” Cinder güldü. “Şaka yapıyor. Iko son zamanlarda alaycı konuşma kabiliyeti üzerine çalışıyor da.” “Umurumda değil. Ne olursa olsun, o sıkış tepiş eve dönmekten daha iyidir.” Peony elini yelpaze gibi kullanarak yüzüne doğru salladı ve düşünmeden, arkasındaki metal raflara dayandı. Cinder uzanarak onu öne doğru geri çekti. “Dikkatli ol. Elbiseni mahvedeceksin.” Peony eteğini kontrol etti, sonra kir ve yağla kaplı raflara baktı, ardından elini sallayarak Cinder’ın telaşını geçiştirdi. “hakikaten de, gelebilir miyim? Kulağa heyecanlı geliyor.” “Daha çok kirli ve kokuşmuş geliyor,” dedi Iko. “Sen nereden bileceksin ki?” Erzurum Masaj Salonu

Erzurum Masaj Salonu

 

dedi Cinder. “Senin koku idraklayıcıların yok.” “ama fantastik bir hayal gücüm var.” Sırıtan Cinder, üvey kardeşini kapıya doğru itekledi. “Peki. O süre git de üstünü değiş. Ama çabuk ol. Sana anlatacağım bir hikâye var.” Erzurum Masaj Salonu BÖLÜM Dört PEONY, CINDER’IN OMZUNA VURDU. Nerede ise, eskimiş androrid parçalarından oluşan bir yığının içine düşmesine sebep oluyordu. “Bunları anlatmak için neden bu kadar bekledin? Kaç saattir evdesin sen? Dört mü?” “Biliyorum, biliyorum. Üzgünüm,” dedi Cinder, omzunu ovuşturarak. “fakat anlatmak için uygun bir an bulamadım ve Adri’nin bilmesini de istemiyorum. Bu durumu kendi çıkarına dönüştürmeye çalışacaktır.” “Annemin ne düşündüğü kimin umurunda? Bu durumu ben de kendi çıkarıma dönüştürmek isterim.

 

Yıldızlar aşkına. Prensin ta kendisi… Senin dükkânında… Erzurum Masaj Salonu Benim de orada olmadığıma inanamıyorum. Neden orada değildim ki?” “İpek ve brokar kumaşlar içine gömülmekle meşguldün.” “Ahhh.” Peony yoluna çıkan kırık bir lambayı tekmeleyerek uzaklaştırdı. “Bana bir ileti atmalıydın. Balo elbisem bitmiş olsun veya olmasın, iki saniye içinde dükkânda olurdum. Ah. Senden nefret ediyorum. Evet, resmi olarak açıklıyorum; senden nefret ediyorum. Tekrar görüşecek misiniz? Kısaca demek isterim ki neticeta görüşmek zorundasınız, değil mi? Beni de yanında götüreceğine söz verirsen, senden nefret etmekten vazgeçebilirim. Anlaştık mı?”